الإنصات
للعلماء
29- Alimleri Sessizce
Dinlemek
أنبأ
إسماعيل بن
مسعود قال
حدثنا خالد
قال حدثنا
شعبة أن زياد
بن علاقة
حدثهم قال
سمعت أسامة بن
شريك يقول
أتيت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
فإذا أصحابه
عنده كأن على
رؤوسهم الطير
[-: 5850 :-] Usame b. Şerik der ki:
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanına geldiğimde ashabı
karşısında, sanki başlarında kuş varmış da hareket etseler uçacakmış gibi
sessiz ve hareketsiz bir şekilde oturuyorlardı.
Tuhfe: 127.
Diğer tahric: Hadisi
Buhari, el-Edebu'l-Mufred (291), Ebu Davud (3855), İbn Mace (3436), Tirmizi
(2038), Ahmed, Müsned (18453) ve İbn Hibban (6061) rivayet etmişlerdir.
أنبأ محمد بن
عثمان قال
حدثنا عبد
الرحمن قال حدثنا
شعبة عن علي
بن مدرك عن
أبي زرعة عن
جرير قال لي
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم استنصت
الناس فقال لا
ترجعوا بعدي
كفارا يضرب
بعضكم رقاب
بعض
[-: 5851 :-] Cerir der ki: Resulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem) bana: "İnsanları sustur" dedikten sonra
onlara: "Sakın benden sonra birbirlerinin boyunlarını vuran kafirlere
dönmeyin!" buyurdu.
Tuhfe: 3236.
3583. hadiste tahrici
yapıldı.
توقير
العلماء
30- Alimlere Karşı
Saygılı Olmak
أنبأ أبو
داود قال
حدثنا يزيد بن
هارون قال أنبأ
شريك عن
الركين بن
الربيع عن
يحيى بن يعمر وعن
عطاء بن
السائب عن بن
بريدة قال
حججنا واعتمرنا
ثم قدمنا
المدينة
فأتينا بن عمر
فسألناه
فقلنا يا أبا
عبد الرحمن
إنا نغزو في
هذه الأرض
فنلقى قوما
يقولون لا قدر
فأعرض بوجهه
عنا ثم قال
إذا لقيت أولئك
فاعلم أن عبد
الله بن عمر
منهم بريء
فإنهم منه
براء ثم قال
بينا نحن عند
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم إذ جاء
رجل حسن الوجه
حسن الشارة
طيب الريح قال
فعجبنا لحسن
وجهه وشارته
وطيب ريحه
فسلم على
النبي صلى
الله عليه وسلم
ثم قام فقال
أدنو يا رسول
الله قال نعم
قال فدنا ثم
قام قال
فعجبنا
لتوقيره
النبي صلى الله
عليه وسلم ثم
قال أأدنو يا
رسول الله قال
فدنا حتى وضع
فخذه على فخذ
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم ورجله
على رجله ثم
قال يا رسول
الله ما
الإيمان قال
أن تؤمن بالله
وملائكته
وكتبه ورسله
واليوم الآخر
والبعث من بعد
الموت
والحساب
والقدر خيره
وشره وحلوه
ومره قال صدقت
قال فتعجبنا
لقوله لرسول
الله صلى الله
عليه وسلم
صدقت ثم قال
يا رسول الله
ما الإسلام
قال تشهد أن
لا إله إلا
الله وأني
رسول الله
وتقيم الصلاة
وتؤتي الزكاة
وتصوم رمضان
وتحج البيت
وتغتسل من
الجنابة قال
صدقت قال
فتعجبنا
لتصديقه رسول
الله صلى الله
عليه وسلم ثم
قال يا رسول
الله ما
الإحسان قال
تخشى الله
كأنك تراه فإن
لم تكن تراه
فإنه يراك قال
صدقت قال
فتعجبنا
لتصديقه رسول
الله صلى الله
عليه وسلم ثم
انكفأ راجعا
فقال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم علي
بالرجل
فطلبناه فلم
نجده فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم هذا
جبريل جاء
ليعلمكم أمر
دينكم وما
أتاني قط إلا
عرفته إلا في
صورته هذه
[-: 5852 :-] ibn Bureyde anlatıyor: Hac
ile umremizi ifa ettikten sonra Medine'ye geldik. ibn Ömer'in yanına gidip:
"Ey Ebu Abdirrahman! Çeşitli bölgelere savaşa çıkıyoruz. Karşılaştığımız
bazı topluluklar kader diye bir şeyin olmadığını söylüyorlar, ne dersin?"
diye sorduk. ibn Ömer önce bizden yüz çevirdi, sonra dönüp: "O kişilerle
birlikte bir daha karşılaştığın zaman Abdullah b. Ömer'in onlardan beri
olduğunu, onların da Abdullah'tan beri olduklarını kendilerine bildir"
dedi. Sonrasında şöyle anlattı:
Bir defasında Resulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanında oturuyorken güzel yüzlü, temiz
görünümlü ve hoş kokusu olan bir adam geldi. Yüzünün ve görünümünün güzelliği,
kokusunun hoşluğu karşısında şaşırıp kaldık. Nebi (sallallahu aleyhi ve
sellem)'e selam verdikten sonra kalkıp:
"Ya Resulallah!
Yanına yaklaşabilir miyim?" diye sordu. Nebi (sallallahu aleyhi ve
sellem): ''Yaklaş'' karşılığını verince adam biraz yanaştı. Allah Resulü
(sallallahu aleyhi ve sellem)'e olan bu saygısı bizi şaşırttı. Sonra kalkıp bir
daha: "Ya Resulallah! Daha yaklaşabilir miyim?" diye sordu. Nebi
(sallallahu aleyhi ve sellem): "Yaklaş" buyurunca adam dizlerini
dizlerine, dizlerini onun dizleri üzerine koyacak şekilde Allah Resulü
(sallallahu aleyhi ve sellem)'e yakın durdu.
Sonra:
"Ya Resulallah!
iman nedir?" diye sordu. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Allah'a, meleklerine, indirdiği kitaplara, gönderdiği elçilere, ahiret
gününe, ölümden sonra tekrar dirilmeye, hesaba çekileceğine ve iyisiyle
kötüsüyle acısıyla tatlısıyla kadere inanmandır" karşılığını verince,
adam: "Doğru söyledin" dedi. Adamın Resulullah (sallallahu aleyhi ve
sellem)'i doğrulamasına şaşırdık. Sonra:
"Ya Resulallah!
islam nedir?" diye sordu. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Allah'tan başka ilah olmadığına benim de O'nun Resulü olduğuma şehadet
etmen, namazı kılman, zekatı vermen, Ramazan ayını oruçlu geçirmen, haccı ifa
etmen ve cünüblükten sonra yıkanmandır" karşılığını verince, adam:
"Doğru söyledin" dedi. Adamın Resulullah (sallallahu aleyhi ve
sellem)'i böylesine doğrulamasına şaşırdık. Sonra:
"Ya Resulallah!
ihsan nedir?" diye sordu. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Allah'ı
görüyormuşçasına huşu içinde olmandır. Her ne kadar sen O'nu göremesen de O
seni görür" karşılığını verince, adam yine: "Doğru söyledin"
dedi. Adamın Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i bu şekilde
doğrulamasına şaşırıp kaldık. Sonrasında ise adam kalkıp gitti. Resulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem) bize:
"Adamı yanıma
getirin" buyurunca adamı aradık ama bulamadık. Bunun üzerine Allah Resulü
(sallallahu aleyhi ve sellem): "Bu Cebrail'di ve size dinirıizi öğretmek
için gelmişti. Ne zaman bana gelse onu tanırdım, ama bu surette ilk defa
geldi" buyurdu.
Tuhfe: 7120 .
Diğer tahric: Hadisi
Ebu Davud (4697) ve Ahmed, Müsned (374) rivayet etmişlerdir.
أنبأ محمد بن
المثنى ومحمد
بن بشار عن
محمد عن شعبة
عن الأسود بن
قيس قال سمعت
سعيد بن عمرو
بن سعيد بن
العاصي أنه
سمع بن عمر
يحدث عن النبي
صلى الله عليه
وسلم قال إنا
أمة أمية لا نحسب
ولا نكتب
الشهر هكذا
وهكذا وهكذا
وعقد الإبهام
في الثالثة
والشهر هكذا
وهكذا وهكذا تمام
الثلاثين
[-: 5853 :-] İbn Ömer bildiriyor:
Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): "Biz ümmi bir ümmetiz ve ayı şu
şekilde hesap edip kayda geçmeyiz" buyurdu ve bunu (29 sayısını) göstermek
için baş parmağını orta parmağa gelene dek parmakları üzerinde gezdirdi. Sonra:
"Zira bazen bir ay şu kadar da olabilir" buyurdu ve parmaklarıyla
otuz sayısını gösterdi.
Tuhfe: 7075.
2462. hadiste geçti.
Tahrici için 2461. hadise bakınız.