NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’L-İLİM

<< 1678 >>

الإنصات للعلماء

29- Alimleri Sessizce Dinlemek

 

أنبأ إسماعيل بن مسعود قال حدثنا خالد قال حدثنا شعبة أن زياد بن علاقة حدثهم قال سمعت أسامة بن شريك يقول أتيت رسول الله صلى الله عليه وسلم فإذا أصحابه عنده كأن على رؤوسهم الطير

 

[-: 5850 :-] Usame b. Şerik der ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanına geldiğimde ashabı karşısında, sanki başlarında kuş varmış da hareket etseler uçacakmış gibi sessiz ve hareketsiz bir şekilde oturuyorlardı.

 

Tuhfe: 127.

 

Diğer tahric: Hadisi Buhari, el-Edebu'l-Mufred (291), Ebu Davud (3855), İbn Mace (3436), Tirmizi (2038), Ahmed, Müsned (18453) ve İbn Hibban (6061) rivayet etmişlerdir.

 

 

أنبأ محمد بن عثمان قال حدثنا عبد الرحمن قال حدثنا شعبة عن علي بن مدرك عن أبي زرعة عن جرير قال لي رسول الله صلى الله عليه وسلم استنصت الناس فقال لا ترجعوا بعدي كفارا يضرب بعضكم رقاب بعض

 

[-: 5851 :-] Cerir der ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bana: "İnsanları sustur" dedikten sonra onlara: "Sakın benden sonra birbirlerinin boyunlarını vuran kafirlere dönmeyin!" buyurdu.

 

Tuhfe: 3236.

 

3583. hadiste tahrici yapıldı.

 

 

توقير العلماء

30- Alimlere Karşı Saygılı Olmak

 

أنبأ أبو داود قال حدثنا يزيد بن هارون قال أنبأ شريك عن الركين بن الربيع عن يحيى بن يعمر وعن عطاء بن السائب عن بن بريدة قال حججنا واعتمرنا ثم قدمنا المدينة فأتينا بن عمر فسألناه فقلنا يا أبا عبد الرحمن إنا نغزو في هذه الأرض فنلقى قوما يقولون لا قدر فأعرض بوجهه عنا ثم قال إذا لقيت أولئك فاعلم أن عبد الله بن عمر منهم بريء فإنهم منه براء ثم قال بينا نحن عند رسول الله صلى الله عليه وسلم إذ جاء رجل حسن الوجه حسن الشارة طيب الريح قال فعجبنا لحسن وجهه وشارته وطيب ريحه فسلم على النبي صلى الله عليه وسلم ثم قام فقال أدنو يا رسول الله قال نعم قال فدنا ثم قام قال فعجبنا لتوقيره النبي صلى الله عليه وسلم ثم قال أأدنو يا رسول الله قال فدنا حتى وضع فخذه على فخذ رسول الله صلى الله عليه وسلم ورجله على رجله ثم قال يا رسول الله ما الإيمان قال أن تؤمن بالله وملائكته وكتبه ورسله واليوم الآخر والبعث من بعد الموت والحساب والقدر خيره وشره وحلوه ومره قال صدقت قال فتعجبنا لقوله لرسول الله صلى الله عليه وسلم صدقت ثم قال يا رسول الله ما الإسلام قال تشهد أن لا إله إلا الله وأني رسول الله وتقيم الصلاة وتؤتي الزكاة وتصوم رمضان وتحج البيت وتغتسل من الجنابة قال صدقت قال فتعجبنا لتصديقه رسول الله صلى الله عليه وسلم ثم قال يا رسول الله ما الإحسان قال تخشى الله كأنك تراه فإن لم تكن تراه فإنه يراك قال صدقت قال فتعجبنا لتصديقه رسول الله صلى الله عليه وسلم ثم انكفأ راجعا فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم علي بالرجل فطلبناه فلم نجده فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم هذا جبريل جاء ليعلمكم أمر دينكم وما أتاني قط إلا عرفته إلا في صورته هذه

 

[-: 5852 :-] ibn Bureyde anlatıyor: Hac ile umremizi ifa ettikten sonra Medine'ye geldik. ibn Ömer'in yanına gidip: "Ey Ebu Abdirrahman! Çeşitli bölgelere savaşa çıkıyoruz. Karşılaştığımız bazı topluluklar kader diye bir şeyin olmadığını söylüyorlar, ne dersin?" diye sorduk. ibn Ömer önce bizden yüz çevirdi, sonra dönüp: "O kişilerle birlikte bir daha karşılaştığın zaman Abdullah b. Ömer'in onlardan beri olduğunu, onların da Abdullah'tan beri olduklarını kendilerine bildir" dedi. Sonrasında şöyle anlattı:

 

Bir defasında Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanında oturuyorken güzel yüzlü, temiz görünümlü ve hoş kokusu olan bir adam geldi. Yüzünün ve görünümünün güzelliği, kokusunun hoşluğu karşısında şaşırıp kaldık. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'e selam verdikten sonra kalkıp:

 

"Ya Resulallah! Yanına yaklaşabilir miyim?" diye sordu. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): ''Yaklaş'' karşılığını verince adam biraz yanaştı. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem)'e olan bu saygısı bizi şaşırttı. Sonra kalkıp bir daha: "Ya Resulallah! Daha yaklaşabilir miyim?" diye sordu. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): "Yaklaş" buyurunca adam dizlerini dizlerine, dizlerini onun dizleri üzerine koyacak şekilde Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem)'e yakın durdu.

Sonra:

 

"Ya Resulallah! iman nedir?" diye sordu. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem): "Allah'a, meleklerine, indirdiği kitaplara, gönderdiği elçilere, ahiret gününe, ölümden sonra tekrar dirilmeye, hesaba çekileceğine ve iyisiyle kötüsüyle acısıyla tatlısıyla kadere inanmandır" karşılığını verince, adam: "Doğru söyledin" dedi. Adamın Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i doğrulamasına şaşırdık. Sonra:

 

"Ya Resulallah! islam nedir?" diye sordu. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem): "Allah'tan başka ilah olmadığına benim de O'nun Resulü olduğuma şehadet etmen, namazı kılman, zekatı vermen, Ramazan ayını oruçlu geçirmen, haccı ifa etmen ve cünüblükten sonra yıkanmandır" karşılığını verince, adam: "Doğru söyledin" dedi. Adamın Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i böylesine doğrulamasına şaşırdık. Sonra:

 

"Ya Resulallah! ihsan nedir?" diye sordu. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem):

"Allah'ı görüyormuşçasına huşu içinde olmandır. Her ne kadar sen O'nu göremesen de O seni görür" karşılığını verince, adam yine: "Doğru söyledin" dedi. Adamın Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i bu şekilde doğrulamasına şaşırıp kaldık. Sonrasında ise adam kalkıp gitti. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bize:

 

"Adamı yanıma getirin" buyurunca adamı aradık ama bulamadık. Bunun üzerine Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem): "Bu Cebrail'di ve size dinirıizi öğretmek için gelmişti. Ne zaman bana gelse onu tanırdım, ama bu surette ilk defa geldi" buyurdu.

 

Tuhfe: 7120 .

 

Diğer tahric: Hadisi Ebu Davud (4697) ve Ahmed, Müsned (374) rivayet etmişlerdir.

 

 

أنبأ محمد بن المثنى ومحمد بن بشار عن محمد عن شعبة عن الأسود بن قيس قال سمعت سعيد بن عمرو بن سعيد بن العاصي أنه سمع بن عمر يحدث عن النبي صلى الله عليه وسلم قال إنا أمة أمية لا نحسب ولا نكتب الشهر هكذا وهكذا وهكذا وعقد الإبهام في الثالثة والشهر هكذا وهكذا وهكذا تمام الثلاثين

 

[-: 5853 :-] İbn Ömer bildiriyor: Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): "Biz ümmi bir ümmetiz ve ayı şu şekilde hesap edip kayda geçmeyiz" buyurdu ve bunu (29 sayısını) göstermek için baş parmağını orta parmağa gelene dek parmakları üzerinde gezdirdi. Sonra: "Zira bazen bir ay şu kadar da olabilir" buyurdu ve parmaklarıyla otuz sayısını gösterdi.

 

Tuhfe: 7075.

 

2462. hadiste geçti. Tahrici için 2461. hadise bakınız.